Toplum ve bireylerin ilkel çağlardan bu yana, varlığının devam ettirebilmesi için bir yaşamsal faaliyet olarak sürdürdüğü avcılık, günümüzde tartışmalı spor branşlarından biri olarak kabul görmektedir.
Her ne kadar insanların büyük bir kısmı, büyük bir fili uzun süre takip edip, öldürmek ve fotoğrafını paylaşmak gibi amaç gütmese de dünya genelinde av meraklıların ve harcadıkları ücretlerin boyutu azımsanamayacak düzeydedir. "5 büyük" olarak sınıflandırılan; aslan, leopar, fil, gergedan ve bufalo avcılığının haricinde 7 bin civarında canlı türünü tehdit eden avcılıkla ilgili kısıtlamalar getirilmiş olsa da avcılığı bir spor faaliyeti ve sosyal aktivite olarak görenlerin sayısını azaltmak yakın gelecekte mümkün görünmemektedir.
İnsanların neden av sporu yaptığına ilişkin yapılan eleştiriler, avcılar tarafından "DNA mirası" olarak yanıtlansa da bazı psikolojik çalışmalarda farklı nedenler öne sürüldüğü üzerine tartışmalar yapılmaktadır. Bir tartışmada avcılık merakı "Pahalı Sinyal Teorisi" ile açıklanmaya çalışılmıştır. Buna göre; avcılık başarılı ve cesur görünme güdüsünün bir yansıması olarak kabul edilmektedir.
Nitekim dünya genelindeki online platformlarda analiz edilen 455 av hikayesinde, 2 bin 864 av temalı cümleler incelenmiş, en çok rastlanan kelimelerin; başarı, hayvanlarla olan bağ ve sosyalleşme ihtiyacı olduğu saptanmıştır. Ayrıca avladıkları hayvanlarla fotoğraf çekip sosyal medya hesaplarında paylaşan avcıların, etçil ve büyük hayvanlar avladıktan sonra daha fazla gülümsedikleri ve zevk aldıkları analizi yapılmıştır. Uzmanlara göre başarılı gözükme arzusunun yarattığı bu gülüş "gerçek zevk" olarak adlandırılsa da avcılığın sebebini sadece bu çalışmayla açıklamak mümkün değildir.
Bir başka çalışmada ise avcılık; hayvanlara zarar vermeye meyilli, narsizm, makyavelizm ya da hafif psikopatlık özelliklerine sahip insan özellikleriyle ilişkilendirilmektedir. Ancak ilgili çalışmanın avcılar ile yapılmadığını bu nedenle sonuçların tartışmaya açık olduğu belirtilmektedir.